12 Ocak 2010 Salı

Yengeç Türküleri -XII-



    -XII-

kadınlar var, bir nesirlik
kadınlar var, bir mevsimlik
kimi  bir şiir, kimi bir dize
oysa bir ömürlük
kadın yetmez bize

ötelere gitmeli seninle
sevdalı yangın yüreğinle
pulsuz bir dilekçe gibi iliştiriyorum
bu mektubu, dudaklarımla tenine...


10 Ocak 2010 Pazar

Yengeç Türküleri -XI-



-XI-

bir damlanın yolculuğunu
dinlermiydin?
saçlarından alnına süzülen
birkaç damlayla bulusup
minik bir dere kenarında
yaz sıcagında, su serinliğini
istermiydin?

alıp götüreceğim inan
şiir kokun geliyor
buram buram
içimde senli kelimeler
"bir şarkı oldun" dudaklarımda

bir dağ gibi, eteğinin
altına saklanırım
yaramaz çocuk, o benim
haydi bul beni, ebe sobe
oynasak mı, ne dersin?

ben yazıyor olsam da
sen kitap olmalısın, okunmalısın
yengeç'in türküsünde
dokunmama izin ver gözlerine

sende kalacak bir parçam
ve benimle uyu, benimle uyan
ilk bana selam ver, her sabah
henüz gözkapaklarını açmadan

alnından öpüyorum
yine yeniden, yenilmeden 
başarmalı sevdaları...


7 Ocak 2010 Perşembe

Yengeç Türküleri - X -


                                                                            
   -X-

evet
şimdi
ben
seni
terkediyorum

bir masal anlatırdım sana
sevgiden yana
dinler uyurdun
oysa benmişim asıl uyuyan
sen o masallarda hiç yokmuşsun.


6 Ocak 2010 Çarşamba

Yengeç Türküleri - IX -




-IX-

baktım
karşıma alıp önce
yeşildi gözleri
aklını başından alacak kadar
yesildi insanın
ela ve başıma belaydı belki de
yada mavi kimbilir
dalgalı denizler gibi

omuzlarından tuttum ama
o mu beni tuttu ben mi onu
kim di tutuklu
anlayamadım

alıp götürecekti gözleri
beni. belli.
eline tutundum
dalgalı denizlerde
başıboş
küçük bir sandal gibi

bir çocuk gibi
burnuna değdiğimde
gülümsedi
bir resmin
gülümsemesi görülmüş değil
belki de ondandır
canlandı resmi avuçlarımda

bir yağmurdan
kaçıp gelmiş gibi ıslak
damla damla saçlarında
su taneleri
adını duyarmıydı
kulaklarında
ıslak saçlarından düşen
bir damla yağmur olsaydım

söndürsem dağlarda
bir deli yangını
buz yağmurlu ellerimle
dokunsam, dağlar titrermiydi
sonra alsam ellerime evreni
dilediğimce ve hür özgür
dön desem acaba
dönermiydi dünya

beynim durmaz
ellerim yorulsa da
dudaklarımı uzatsam
bir yudum su diye pınarlara
bir kuşun kanatlarını bilmesi gibi
o kadar hani deli, ürkek
ve tatlı bir heyecan

kıpırtı...
sevdanın ayaksesleri
parmaklarının ucunda yüksel
ve kıpırda...

4 Ocak 2010 Pazartesi

Yengeç Türküleri - VIII-



-VIII-

Sevdiğinin gözlerine bak
gözlerinde ara mutluluğu
gözleri ışıktır gözleri sevda
ve bir kadın sevilir gözlerinden
yansıdığım aynalarda

ellerine tutunurum düşmemek için
oysa düştüğüm deli sevdalardı
bir ateştir dilimi yakan
nefessiz susuz ve uykusuzum
ne olur bu gece de beni
alsınlar mezarlıktan içeri

avuçlarıma aldığım
ipeği çürüten kadifeyi ezen
dokunmaya kıyamadığım saçların
göğsüme yaslan, dağlara yaslanır gibi
ve kalbimde adını dinle şimdi
gelişin mutluluktur bilirsin

kanatlansın gönül kuşun
aynanda gülümse kendine sevdiceğim
şiirlerdeki gibi, bir gül ver benim yerine
kendine kendi ellerinle"

bir diri sevinci içinde yaşat
mutluluğu ellerinde büyüt
ve dalgalarla geleni sana
sende karşıla yollarda
deli dalgalarla

birer damla su gibi
yüzüne düşsün çiğ taneleri
ve sıcak gecelerinde yazın
beni odamda bekle gizlice yine

bir yağmuru getirdim sana
bir nehri avuçlarımda
uzan bak, mutluluk bir adım ırak
ve bir yudum su kadar yakın

su değil bu yudumladığın
deli bir sevda bu
dokun bak, ateş yakmayacak...

2 Ocak 2010 Cumartesi

Yengeç Türküleri - VI-



-VI-

bir şiirlik sevda noksan
sen yanımda yoksan

haydi bu gece yine
giyin de gel,
gündüz düşlerime...

1 Ocak 2010 Cuma

Yengeç Türküleri - V




-V-

önce tanık olmak,
hatta
soyunmak bir şiirin anneliğine

kelimeleri
sıcak hissetmek yüreğinde

çıktığı anda koklamak
sevda ekmeğini
buram buram taş fırınlardan

bir yükü taşıyıp
büyütmek bedeninde
ve yön vermek akarsuya
ellerinle

zor değil / dene...