3 Temmuz 2010 Cumartesi

son mektup


hızla batan bir gemiden
kurtarmaya çalıştığımız
kuru bir dostluk şimdi
yalnızca elimizde kalan

yitik bir sevdasın
artık sen benim için
özleminle yansa da içim
her an karşımda dursan da
bende artık eksik bir resimsin

ihanetin yüreğimde bıraktığı acı
seni görmenin sevinciyle bitmiyor
küçük heyecanlar, yürek çarpıntıları
 buruk sevinçler, artık bize yetmiyor

 bir tek kırık plak var
 odamdaki eski pikapta
 ve hep takılıp kalıyor
 aynı şarkıda, aynı notada
 omuzuma soğuk bir el dokunuyor
"inme vakti yakındır şimdi son durakta"

1 Temmuz 2010 Perşembe

Bir nehri kurutmak



bir nehri kurutmak
sabrının son damlasına dek
hani çok nazla
az çok aşık usandırmak

avuçlarına hapsetmek
çok seviyorum diye
ışığı ateş böceği sanarak
aldanıp, aldatarak

yalanına kendi inanmak
aşağı mahallede
ve elinde urgan
asacak adam aramak
kör bir hakim edasıyla

küskün bir çiçek gibi
rutubetten nem kapmak
sanrılar ve yargılarla
her an yangına atılacak
çayda hazır çıra olmak

şarkılardan fal
satırlardan şiir tutmak
ve elemterefiş /
kem gözlere şiş olmak

hani misal bu ya
bal tutup
parmak yalamak için
arı kovanını çomaklamak

gökgürültüsü olup
bereketli yağmurlara değil
sele tufana dilekçe yazmak
anlamsız ve hep zamansız

elimde zamanın asa'sı
içimde bulutlar küme küme
uzun sözü kısası şöyle:
"olmak ya da olmamak"

- OL ma! olma, olma be.