28 Ocak 2010 Perşembe
Ceylana 1000 Mektup - 20 -
XIX
ne güzel durdu
yan yana gül kokunu sevdim
neden hep gülle başlar güzellikler
işte bu vurur yüreğimi
alır götürür enginlere
bir oraya bir buraya
dalgalar
ve satır satır arar
sende beni
beynimin isyankar karıncası
anladım dedim ya
ne büyük bir iddia
ne büyük bir yük verdin
taşır da ezilirim
korkarım bundan sonra
ben rüzgar
ben yağmur bir damla
bir damla sevinç
ben özlemi yüreğine katık yapmış
bahar vurgunu
ben çiçeklerin güllerin içinde
bir ayçiçeği sevdalısı
bir güneş tutkunu
güneşim ol desem
yumup ta gözlerimi
körebe oynarcasına geliversem
yakalanır mıydın bana
hatırım için
kaçar mıydın yoksa
ya gözlerimin bağından
bir perde açsam
bir tülde görsem seni
oynamam oynamam
bunu saymayalım mı dersin
saymayalım
hiç saymayalım hem de
açardım
tüllerini gözlerimin
tutardım ellerini ürkek
gözlerin alır götürürdü bilirim
uzak ülkelerin sevinç krallıklarına
bir rüzgar esse
gölgede hafif serin
üşüsen sen
ve ben üşüsem
yaslanır mıydın omzuma
şiirler okumasam sana
şiir sendin ya
seni okur muydun gözlerimden
yorgun gözlerime
bin mektubun birisi gelirdi
su damlasınca düşmek toprağa
ve tutunmak bir yaprağa
belki de karışmak akan suya
bir ceylan
sabah serinliğinde gelir ya suya
bir gül neden düşer kuytuya
ve elleri var mı sende şiirin
ah! o zaman
bilir misin
bir yerlerde
zamanı kuran adamlar varmış
ve gün öyle başlarmış
ah bir gece unutsalar
o adamı bulmalı
saatleri kuranı
bulup da zamanın hesabını sormalı
bir adım bin adım
adın adım
ürkek ama kararlı
emekledik geldik geceye
bir mühür olsun
dudaklarım bilmeceye
imzaladım
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder